Fred’in Keki

Yazar: Richard Voss, Ph.D.

Çeviren: M.Yılmaz

(orijinal kaynağı bulunamamıştır)

 

Bir zamanlar Fred adındaki biri tarafından bulunmuş bir kek tarifi vardı. Bu kek de şu dört malzemenin olması zorunlu idi: şeker, un, tereyağı ve su. Fred bu kekin nasıl yapılacağını Narn köyündeki birçok kişiye öğretmişti. Narnlı aşçılar bu tarifi çok beğendiler. Fred onlara tadı güzel olmak şartıyla keki istedikleri biçimde yapabileceklerini söyledi. Aylar sonra Narnlı aşçılar bu tarif üzerinde çalışarak bazı eklemeler yapmaya başladılar: Bu sıralarda kek yapılırken sıkça tarçın kullanılır oldu, öyle ki aşçı yamakları onu mutlaka kullanılması gereken bir malzeme olarak öğrendiler. Sonra zencefil tozu da tarife eklendi ve yeni yamaklar onu da öğrendiler. Derken en sonunda, Narnlılar arasında tek kabul gören tarif şeker, un, tereyağı ve suyun yanı sıra uygun oranda tarçın, zencefil, tuz, nişasta, yulaf unu, vanilya, armut tozu ve ayçiçek yağı da içeren tarif oldu. Aşçılar bu karmaşık tariften hiç şaşmadan dinsel bir tören havasında kekleri yapıyorlardı. Hatta zamanla tarçın veya vanilya ilavesini unutanlar azarlanır veya cezalandırılır oldu. Narnlılar Meclisi “Fred’in kek tarifi”ni ihlal etmeyi yasaklayan bir kanun çıkardılar. İnsanlar, adı artık “keki sonsuza dek yaşasın” gibi ilave ifadeler olmadan ağıza alınamaz hale gelen Büyük Fred’e saygısızlıktan hapse atılır oldu.

Bir gün Fred çok yaşlanmış bir halde geri döndü fakat kimse onu tanımadı. Girdiği bir kafedeki menüde “Fred’in keki” yazısını gördü ve ısmarladı: oldukça lezzetliydi. Bir daha isterken kekin ismi hakkında bilgi almak istedi. Aşçı, yaşlı Fred’i “Fred’in keki” hakkındaki detayları bilmemesinden dolayı azarladı ve bağırarak kimse böyle şeyleri sorgulayamaz diye ekledi. Sonra yine yüksek sesle fakat bu kez kızarmış bir yüzle “Kek yapmanın bir tek yolu vardır!” dedi. Fred elinden geldiğince sakin bir şekilde “Bayım, kek yapmak çok kolaydır. Sadece şeker, un, tereyağı ve su koymanız yeterli. Tadının güzel olmasını temin ettiğiniz müddetçe de gerisi size kalmış.” dedi.

Aşçı, “Hayır, melun! Fred’in kekini yapmanın bir tek yolu vardır ve oda budur!” diyerek tarifi Fred’in yüzüne yapıştırdı. Üzerinde “Şeker, un, tereyağı ve su – tadı güzel olsun” yazıyordu. Fred tarifin arkasına baktı, orda da “Tarif tüm ayrıntıları içerir” diyordu. Fred anlamadı ve “Diğer malzemelerin eklenmesi nerede söyleniyor?” diye sordu. Yüzü iyice kızaran aşçı “İşte burada!” diyerek “Tadı güzel olsun” cümlesini gösterdi (yüzlerce açıklaması olan bu gizemli cümlenin anlamı hakkında ayrıntılı bilgiler veren ve Büyük Fred’e isnat edilen binlerce söz ve bunların yazılı olduğu “Fred’in Sözleri” adında dokuz büyük cilt vardı, fakat tüm bunları açıklamak aşçının çok vaktini alırdı).

Fred en sonunda “Peki tadını güzel yapmak kaydıyla sadece şeker, un, tereyağı ve su kullanarak yapsan ne olur?” diye sormaktan kendini alamadı. Ayrıca “Tarifin arkasında tüm ayrıntıları içerdiği yazıyor“ dedi “Neden çok katı bir şekilde diğer malzemelerin eklenmesinin şart olduğunda ısrar ediyorsun?” ve ekledi: “Bayım, aslına bakarsanız ilk fikir, tadının güzel olması şartıyla istenenin katılabilmesine izin vermekti ve böylece kolaylığın sağlanmaktı.”. Aşçı kendini toplamaya çalıştı ve “Bu yaşlı herif kasaba dışından olmalı “ diye düşündü ve sonra daha sabırlı ve kendine güveni artmış bir halde “Yaşlı aptal, görmüyor musun?” dedi “Tarif tüm ayrıntıları İÇERMİYOR; içerseydi tarçın, zencefil, tuz, nişasta, yulaf unu, vanilya, armut tozu ve ayçiçek yağıyla ne yapacağımızı DA söylerdi!”

Fred en sonunda tarifi sorguladığı ve kendisinin Fred olduğunu iddia ettiği için mahkum edildi. Zira herkes biliyordu ki Ulu Fred (keki sonsuza kadar yaşasın) ASLA kendi tarifini sorgulamazdı!