Kuran’ı Nasıl Okumalı?

Kuran’ı nasıl okumalı sorusunun birden çok doğru yanıtı olabilir. Bu yanıtlar çoğunlukla öznel olur. Kuran’ın kendisi okuruna onu nasıl okuması gerektiği konusunda buyruklar verir ve öneriler sunar ama kişiye dinini nasıl bulacağı, gerçeğe nasıl ulaşacağı veya nasıl ereceği konusunda kısa bir reçete yazmaz. Kuran’dan çıkarılacak her kısa reçete yetersiz olacaktır. Kitabın 600 sayfa olmasının bir nedeni olmalı, değil mi?

Ben önerimi düzen ve yol olarak ikiye ayıracağım.

Düzen

1) Kitabı sık aralıklarla okumalısınız. Bunun için taşınabilir çevirilerden yararlanın. Kişiye göre değişir. Çevirileri telefonunuzda, taşınır bilgisayarınızda veya basılı olarak çantanızda taşıyabilirsiniz. Symbian telefonlarda .epub, .txt, .html veya .pdf biçimdeki dosyalardan yararlanabilirsiniz. Android ve Windows telefonlar için bu biçimlerin yanında hazır uygulamalar da var. Uygulamalar kişi mahremiyetini çiğnediği için ben önermiyorum. Bilgisayarda ben en çok .chm dosyalarını kullanıyorum, çünkü yerini bildiğiniz ayeti en hızlı bulacağınız dosyalar bunlar. Bildiklerim arasında en iyi Türkçe çeviriler sırasıyla şunlar: Edip Yüksel, Muhammed Hamidullah, Yaşar Nuri Öztürk, Muhammed Esed, İhsan Eliaçık, Ali Rıza Safa. Özellikle Diyanet ve Elmalılı çevirilerinden uzak durun. Hiçbirinin kusursuz olmadığını unutmayın. Hiç bir sözün çevirisi kusursuz olamaz, bu bir doğa yasası. Hamdi Döndüren çevirisini hasenat.com sitesinden ses dosyası biçiminde sure sure indirip dinleyebilirsiniz. Okuma için en uygun zaman sabahın sessizliğidir. Evde herkesten en az yarım saat önce kalkın, yüzünüzü yıkayın, bütün işlerinizden önce kitabı okuyun. İniş sırasını değil, kitap sırasını izleyin. Sırasız da okuyabilirsiniz.

2) Çeviri(ler)den en az bir kez okuduktan sonra ilerleyebiliyorsanız Arapça orijinal metinden yararlanmak isteyeceksiniz. Bunun için kuranmeali.org, kuranmeali.com, kurancalis.com gibi siteleri öneririm. Sözcük çevirilerini ve Arapça sözcüklerin yazılışını görmek isteyeceksiniz. Birincisi, sözlüklere bakmak isteyeceksiniz. Ben en çok almaany.com‘u kullanıyorum. Basılı sözlüklere de başvurmak isteyebilirsiniz. Zamanla araştırır, iyisini kötüsünü seçersiniz. İkincisi, sözcüklerin ve sözcük köklerinin Kuran’da geçtiği başka yerleri görmek isteyeceksiniz. Böylece sözlüklerdeki anlamların hangisinin uygun olduğunu bağlama göre belirleyebileceksiniz. Bunun için bir kök dizini gerekli. Ben en çok corpus.quran.com/qurandictionary.jsp sitesini kullanıyorum. Ne yazık ki İngilizce. Kuranharitasi.com ve kuranmeali.com siteleri de aynı işi görür. Bilgisayarınızda internete bağlı olmadan bir kök dizini kullanmak isterseniz e-kitap biçiminde kök dizinleri de var. Bunun yanında kuranmeali.org sitesini H-T Track programıyla bilgisayarıma indirdim ve internet olmadan Arapça metni ve sözcük karşılıklarını görebiliyorum. Bilgisayarda çalışmak istemiyorsanız basılı sözcük dizinleri var. Ancak Türkçe basılmış bir kök dizini ben görmedim. Dizinler dışında Arapça metinde veya çeviride veya transliterasyonda (okunuş metni) arama yapıp notlar alabileceğiniz Hasenat, Kelime Kelime Kuran Meali, KuranTefsiri, Noble Quran Search Software, Zekr gibi bilgisayar programları da var. Çeviri metninde aramak istediğiniz bir ifadeyi internet arama motorlarıyla bulabilirsiniz. Bunun için arama kutusuna şunu yazın:
ifade site:kuranmeali.org
Bunların hepsi size zaman kazandırır.

3) Anlamadığınız, üzerinde durmak istediğiniz veya daha çok araştırmak istediğiniz bölümleri not alın. Kitabı çalıştıkça sorularınızın bir bölümü kendiliğinden yanıtlanacak. Yanıtlanmayanları sorabilir, kitaplardan, güncel yorumlardan araştırabilirsiniz. Klasik tefsirlere başvururken bunların çok zamanınızı alacağını ve yararının sınırlı olacağını bilin. Zamanla sorularınızın değiştiğini, niteliğinin yükseldiğini, ilk not aldığınız soruların gözünüze çok gereksiz ve gülünç geldiğini göreceksiniz. Benim deneyimim böyle oldu.

Yol

1) Öğrenmeye karar verin: Yaşamınıza anlam vermenin, yani dininizi bulmanın Kuran dışı yolları da var. Önce bu kitabın gerekliliğine karar verin. Çünkü bunu bir roman gibi okuyup bırakma seçeneğiniz yok. Öğrenme niyetiniz varsa bunun bir emek karşılığı olacak. Ama emeğiniz ölçüsünde bir karşılık elde edeceğinize güvenin.

2) Koşullanmayın: Kitabı şimdiye dek din, Tanrı ve İslam hakkında bildiğiniz herşeyi olabildiğince unutarak okumaya çalışın. Bildiğinizi düşündüğünüz kavramları kitapta bulmaya çalışmayın. Dininizi veya eylemlerinizi kitaba doğrulatmaya çalışmayın. Olumlu veya olumsuz koşullandırmalardan ne denli kurtulursanız anlayışınız o denli temiz olur, o denli hızlı ilerlersiniz. (20:114)

3) Yılmayın: Umduğunuz yararı görmeyince yılabilirsiniz. Bu durumda ben kitaba bir şans daha vermenizi, biraz kredi açmanızı öneririm. Kitaba çalışırken her türlü olumsuz duyguyla sınanacaksınız. Yaşam her konuda yılmayanı ödüllendirir. (3:139, 16:98, 24:1, 25:30, 28:85, 54:17)

4) Acele etmeyin: Kuran hiç bir kitaba benzemiyor. Çok yavaş ve düşünerek okumalısınız. (4:82, 10:39, 20:114, 47:24) Düşünmenin ne olduğunu bilmiyorsanız, yani böyle bir alışkanlık edinmediyseniz bunu da öğrenmenin yollarını araştırın. Bilmek zorunda değilsiniz. Ama neyi bildiğinizi ve neyi bilmediğinizi bilmelisiniz.

5) Tek kaynaktan beslenmeyin: Tek çeviriye, tek sözlüğe bağlı kalmayın. Ufkunuzu genişletin. Farklı yorumları okuyun. Aykırı görüşlerden korkmayın. İnkarcılardan, tanrıtanımazlardan, ikiyüzlülerden de öğrenecekleriniz olabilir. Yanılmaz, şaşmaz kimsenin olmadığını bilin. Kuran’ı Kuran Hocası’nın değil de Allah’ın öğretmesinin anlamı budur. (7:204, 55:2, 75:16-19)

6) Kuran’ı bilginiz ölçüsünde anlayacaksınız: Hiç bir şey bilmeyen bir insan Kuran’dan hiç bir şey alamaz. Çok bilen çok alır. Bilgi tektir, dinsel ve dinsel olmayan olarak ikiye ayrılamaz. Kitap sizi sık sık kaynaklara başvurmaya yöneltir: 3:79,137,191, 16:43, 29:20, 42:29… Beşinci maddeyi de uyguluyorsanız bir süre sonra içinde din, Tanrı konuları geçmeyen sözlerde bile ayetleri görmeye başlayacaksınız. Herşeyi bilemezsiniz. Bu demektir ki anlamadığınız yerler kesinlikle olacak. (10:39)

7) Kitap bir bütündür: Kuran sonradan karıştırılmış bir kitap değildir. Konu bütünlüğü yok gibi gözükse de çalıştıkça bütünlüğü göreceksiniz. Ayetleri bağlamından kopuk olarak anlamaya çalışmayın. Sureler kendi içinde birer bütündür. Kitap da kendi içinde bir bütündür. Ayet kopararak çıkarım yapılan yorumlara dikkatle yaklaşın. Koparılan parçalar kötüye kullanıma açıktır. (6:38, 75:16)

8) Kitabı anlamanıza yardımcı oldukları için sizden karşılık bekleyenlere iki kez dikkat edin. (6:90, 10:72, 11:51, 12:104…)

9) Görevdeşlik: Sizin gibi öğrenmek için çalışan kişilerle birlikte çalışmak size daha hızlı yol aldırır. (16:43, 34:46)

10) Somutlaştırın: Kuran’da örneklenen davranış biçimlerini gerçek dünyada arayın ve gözleyin. Özel olarak din konusu bağlamında olması gerekmez. Gerçeği söyleyenler ve gerçeğin üzerini örtenler arasındaki, onaylama ve inkar davranışları arasındaki çelişkiler her yerde sürekli gözlenen şeyler. Zamanla kişileri kuran ölçütlerine göre yargılamayı ve davranışlarını bu üç örnekten hangisine uyduğunu bilmeye başlayacaksınız. Bilgelik budur. Bu yeteneğimizi geliştirmek zorundayız. Çünkü Kuran uygulanmak içindir. (5:47-49)

11) Düzen bölümünde sıraladığım yalnızca bugüne özgü olanaklar için şükredin. Nasıl şükretmeniz gerektiğini kitap size öğretecek.

Olabildiğince kısa ve yalın yazmama karşın bunlar size karışık ve ağır geldiyse size yalnızca bir çeviri alıp çok yavaş ve sindire sindire okumanızı öneririm. Ben bütün bu önerilere zaten kitabın kendisinden ulaşıyorum. Bu yazı her türlü eleştiri ve tartışmaya açıktır. Daha iyi önerileriniz varsa bunları paylaşmakla yükümlüsünüz.

Ek:
Aşağıda çalışılmış bir Yeni Ahit sayfası görüyorsunuz. Orijinalliğini yitirdiği bilinen bir kitap. olduğunu anımsatayım. Kuran çalışanlara örnek ve esinlenme olsun diye paylaşıyorum.

hristiyanın çalıştığı incil sayfası

Hristiyanlar kitaplarını, Müslümanların kendi kitaplarını çalıştıklarından daha iyi çalışıyorlar. Bunun bir belirtisi de Kitabı Mukaddes çevirilerinin baskısında. Yukarıda gördüğünüz örnekte her dizenin yanında bağlantılı dizelere göndermeler var. Türkiye’de daha böyle bir Kuran baskısı göremedik. Aşağıda bu türden bağlantıların görselleştirilmişini görüyorsunuz.

kitabı mukaddes uzunluk ve çapraz referanslar

Kitabın sık başvurulan ve yoğun çalışılan bir kitap olduğunun baskı niteliği üzerindeki bir göstergesi de bölüm başlarının (sure başlarının) çentilerek kitap sırtında işaretlenmesi. (en.wikipedia.org/wiki/Thumb_index)

Thumb index

Eğer bunun masrafı fazla geliyor ise kitap sırtı kaliteli sözlüklerde olduğu gibi sayfa yüzündeki mürekkeple işaretlenebilir. (en.wikipedia.org/wiki/Edge_index)

Farbschnitt_und_Register

Nitelikli Kuran çevirileri basan yayıncıların bunları bir düşünmeleri gerek. Dahası, Kuran çalışkanlarının önce böyle bir talep yaratmaları gerek. Alınacak çok yolumuz var.

Kuran’ı Nasıl Okumalı?” üzerine 3 yorum

  1. Ellerinize saglık cok faydalı bir kaynak olmus.
    Bunu web sitemize koyacağız, insallah baskalarının da katkısıyla daha faydalı olur.
    selam ile

  2. Şu yazı da yardımcı olur: http://www.namazmisalatmi.com/ayetleri-dogru-anlamak-icin-birkac-teknik/

    İngilizce bilenler için yol gösterici öneriler: http://www.quran434.com/study-method.html

    Ensar Üzümcü’nün birkaç yıl önce 114 Forum’a anlama yöntemi üzerine yazdıklarını değerli bulduğum için anlatım bozukluklarını ve yazım yanlışlarını düzelterek buraya kopyalıyorum. Orijinal metin şurada: http://bit.ly/2vB7ZYA

    Kuran’da bir kavramı araştırırken yapılması gereken belli başlı bazı temel unsurlardan bahis açalım ve bunları serimleyelim. Önemli ve kilit noktada olduğunu düşündüğümüz bir kelimenin taşıdığı anlamı doğru anlamlandırabilmek için (ki böylesi kilit kavramların tespitinin nasıl yapıldığı bir başka konudur), veya herhangi bir kavramı anlamaya çalışırken;
    1- Yapılması gerekenlerin başında gelen; ilgili kelimenin Arapça kökünün olası anlamlarına bakmak olacaktır. Mümkün olan sözlükler taranır. Bir fikir edinmek için, eğer mümkünse, eski şiirlere bakılabilir. Sözlükler, insan müdahalesi ve kültürlerin türlü etkisine açık olduğu bilinci ile irdelenmelidir. Bizler için kelimelerden önce objelerin olduğunu hatırlamalı ve doğada “istenmeyen ayrık ot” gibi bir objenin bulunmadığını; fakat sözlüğe bu şekilde geçebilecek anlamların var olabildiğini dikkate alabilmeliyiz.
    2- Birinci maddenin başlı başına yeterli olmadığı kabul edilmelidir. Kelimeler yan yana geldiklerinde yeni anlamlar açığa çıkarabilirler. Yan yana geldiklerinde farklı anlamlara sahip olup olmadıkları Kuran boyunca irdelenmelidir. Örnek: Süt kesti (bozuldu), elektrikler kesildi (gitti), nefesimi kesti (heyecan), kavgada gözüm onu kesti (güç yetirme), elim buz kesti (üşüme), aklı bunu kesmedi (algılama), kağıdı kesti (bir şeyi ikiye ayırma), o kulağı kesiklerdendir (deneyimli), elini ayağını buradan kesti (ilişkiyi koparma), söz kesti (nişanlandı)…
    Verdiğimiz isimler hem saymaca bilgi hem de işlevsellik gibi karmaşık ilişkilerden kaynaklanır. Örneğin, dört ayaklı ve kare olmasa da daire, üçgen gibi değişik şekillere sahip işlevselliği olan ve farklı malzemelerden meydana getirilmiş farklı nesnelere de “masa” diyebiliyoruz. Diğer yandan belirli bir biçime sahip nesne için “bıçak” sözcüğünü kullanabiliyoruz. Ancak, bu nesneyi oluşturan şeyin içyapısındaki saymaca bilgi eğer metal harici keskin olmaya müsait olmayan bir yapıdaysa, bu potansiyeli taşımıyorsa ona gerçeklik atfetmiyoruz. İnsan bakışının yargı olduğunu, fakat edindiği bilgi ile bunu değiştirebildiğini böylece özet bir biçimde vurgulamış olduk.
    3- Karşıt anlamlara bakılmalıdır. Bir kelimenin taşıdığı anlamın ne olduğunu anlatmak için onun ne olmadığını anlatmak da önemli olacaktır. Bu bağlamda, karşıt anlamları bulma önemli hale gelir.
    4- Artzamanlı (artsüremli, birbirini izleyen) çıkarımların başlı başına yetersiz kalacağı kabul edilmelidir. Sadece köke inerek ve tarihsel süreçteki değişimlere bakarak bir kelimeye anlam vermek ve o anlamı zihnimizde mutlak kılmak şüphesiz tehlikelidir. Yeni bir yönteme geçiş yapabilmeliyiz. En büyük tehlikelerden birisi parça bütün ilişkisi kurulurken konu bütünlüğü içinde sentezleme yapılmayışıdır.
    İlgili kelimenin Kuran öncesi toplumlardaki kullanımlarının temel alınması gerektiği fikri yetersizdir. Olası anlamların listesi çıkarıldıktan sonra kavramın kullanılabilir üst ve alt sınırı Kuran’daki konular ve ilişkili olunan diğer kavramlarla belirlemek, çevrelemek gerekmektedir.
    Arapça kitab kelimesinin sözlük anlamı “yazılı olan” olmakla birlikte; bugün “Kuran” olarak adlandırdığımız kitap içinde bu kelime Allah’ın vahyine işaret etmekte ve anlam, diğer kavramlarla bu ilişki çerçevesinde devam etmektedir. Öncelenmesi gereken şeylerden bir diğeri de Kuran’ın tanımlaması olacaktır. Bu tanımlamaya ulaşmak, kavram ağı içindeki bütüne bakmakla mümkün olabilir.
    5- Mecaz / metafor anlama bakılmalıdır. Fakat burada da dikkat edilmesi gereken bir konu karşımıza çıkıyor. Mecaz anlama verilmesi gereken önemin yokluğu, günümüzde farklı ilişkilerin ortaya çıkma sıklığını artırdığı için “mecaz” kategorisinin hayat veren merkez bir yöntem olduğu yanılgısı oluşmuştur. Bu, indirgemeci bir bakışı da maalesef beraberinde getirmiştir. Yöntemin mutlaklaştırılması, onunla birlikte yapılacak çıkarımların da meşrulaşmış olacağı yanılgısını doğurmuştur. Hatta “mecaza karşı olma” işi gericilikle özdeştirilerek yapılan yanlış ve ivedi mecaz bağlantıların eleştirilmesi eylemlerine karşı “gericilik” ile ilgili olan bu otomatikleşmiş yargı biçimi pek çok taraflarca benimsenip düşüncesizce kullanılır hale getirilmiş, bölüklere ayrılmaya neden olmuştur. Hangi kelimenin mecaz olup olamayacağı noktasında keskin ayrımlara sahip bir yöntem olmadığının belirtilmesi gerektiği gibi, bağlam ile birlikte pek çok açık ilişkinin serimlenebildiği ve çok fazla yoruma mahal vermeden net sonuçlar elde edilebildiği de unutulmamalıdır.
    6- Anlam kaymasına / değişimine dikkat edilmeli.
    Örneğin, “sabır” kelimesinin “katlanılmayacak şeylere katlanabilme yetisi” gibi dar bir anlama hapsedilmesi; bu kelimenin “aktif olarak direnme” anlamının gözden kaçırılmasına neden olmuştur. Aynı şekilde son sekiz yıldır çokça konuşulan salat kavramı buna güzel bir örnek teşkil edebilir. “Kadınları dövebilirsiniz, dünya düzdür” gibi çevirilere sebep olan eski kültürel normlar da dikkate alınmalıdır.
    Osmanlıcada hıyar olmak özgürlüğe atıftır.
    7- Münafık, kafir, zulüm, mümin gibi kalıplaşmış kelimelerde açılıma gidilmelidir.
    Örneğin, neredeyse imanın karşıtı olarak olan küfrün şükürsüzlük ile olan ilişkisi de tanıtılmalıdır. Kaçacak çok fazla deliği olan “köstebek” ile münafık ilişkisi kurulabilir. Güvene kavuşmuş kişi ile mümin, çok fazla sakınan ile muttaki. Böylece zihne taşıyabileceği yeni ilişki ve anlamlar vererek zengin bağlantılar kurulmasına yardımcı olunabilir.
    8- Sesteş kelimelere dikkat edilmelidir.
    9- Yöntemlerin kendi içinde tutarlı olması gerektiği aşikardır. Bir yöntem mutlaklaştırmasına gitmektense, her yöntemin tutarlılığını korumak için seçmeci bazı yollara gittiğini ve bunun farkında olunması zor olan kimi vazgeçişler ve eklemelere yol açtığını, basit çıkarımlara, genellemelere veya indirgemeci yaklaşımlara dikkat edilmesi gerektiği unutulmamadan araştırmalara devam edilmelidir.
    10- Sadece tek bir yerde geçen kavramlardan yola çıkarak yapılacak çıkarımlara daha çok dikkat edilmelidir.
    11- İlgili kökün, noktalama değişikliği ile olası farklı okumalarına ve bu yeni cümlenin anlambilimsel çözümlemesinin özne fiil ve bağlam ilişkisi içerisinde tekrardan değerlendirilmesi gerekir.
    Kuran’ın temel mesajının açık net ve anlaşılır olduğunu; temel emir ve yasakların dramatik bir değişime uğramasının beklenmediğini vurgulamak gerekir. İyiliğe ve güzele, adalete, doğruluğa, paylaşıma, barışa, sevgiye yönlendirmeyi hedefleyen Tanrısal kitabın farklı incelemelerle değişik ıtırlar açığa çıkarması elbette bir sürpriz değil. Mesajın ciddiyetini daha yakından duyumsatacak yeni söylemler ve akışlar geliştirmekle kavramlara takla attırmak arasındaki farkı iyi bellemek gerekiyor.

Bir Cevap Yazın