Salgın gerekçesiyle camilerde cemaatle namaz kıldırılmaması ve umrenin kapatılması aslında insanların dinsel törenlerle ilgili düşünmeye başlamaları için iyi bir vesile idi. Cemaatle namaz kılabilmek için kimsenin bedenini camiye taşıması gerekmediğini, zorunlu durumlarda televizyon, radyo, görüntülü veya sesli cep telefonu bağlantısıyla da cemaate girebileceğini fark eden kaç kişi çıktı, bilmiyorum.
Mescitte yan yana durmanın bir işlevi, mantıksal bir nedeninin olması gerektiğini, her toplantı gibi bunun da bir toplantı olduğunu anlayan oldu mu, bilmiyorum.
Namazı bir robotun kıldırabileceğini daha önce yazmıştım. Robota bile gerek yok, ekranda bir imam videosu veya imamın ses kaydı bile namaz için yeterlidir. Çünkü namaz dediğimiz şey zaten böyle bir şey; geleneksel/ezberci öğretide namazın kurallarıyla ilgili hiçbir ussal gerekçe verilmiyor. Yaşamda her kuralın dayandığı bir mantık, anlaşılabilen ve açıklanabilen gerekçeleri var. Gündelik yaşamda geleneksel davranışların bile gerekçeleri açıklanabiliyor, örneğin selamlaşma töreninin nasıl evrildiği çıkarsanabiliyor. Ama “din” anahtar sözcüğü söylendi mi, parmak şıklatınca hipnoza girer gibi beyinler kapatılıyor.
Altı yıl önce yaptığım ve izlenme sayısı yüz bini geçen Türkçe Namaz videosunun altına bırakılan bazı yorumlar, insanların camiye girerken akıllarını da ayakkabılarıyla birlikte girişte bıraktıklarını gösteriyor. Bir kaçını alıntılıyorum.
Videonun adresi: /watch?v=tlYF1yLeMqM (başına youtube ekleyin)
karadağlı rıza
Bu kadar cahilin başka bir yerde toplandığını çok görmedim. Hanefide caiz diyeninden tut ne dediğimi anlıyorum daha huzurluyum diyene Allahım nedir bu milletimizin başındaki afet. Ebu hanife yeni müslüman olan kişi namazı kaçırmasın diye kendi dilinde öğrenene kadar kılsın demiş sonra talebesinin gorüsune dönerek vazgeçmiştir.
Milletimizin başındaki afet Kuran’dan uzaklaşmasıdır, “namazdan” değil. Ama ne ironik bir saptama bu. Salat zaten Kuran çalışmak demek. Salattan uzaklaştıkça onun boşluğunu namazla doldurmaya çalışıyorlar. Kuran’ın yokluğunu; iyiliğin, sevginin, Allah’ın yaşamımızdaki yokluğunu kimi namazla, kimi de tüylü ve sevimli şeylerle doldurmaya çalışıyor.
karadağlı rıza
Bi namaz mi kaldı bozulmadık onu da bozun rahatlayın he
Bozulmadık bir namaz kaldığı doğrudur. Ama öbür her şeyin bozulduğunu fark etmek için Kuran’ın farkına varmak gerekiyor. Aslında bozulması gereken veya bozulması sakıncalı olmayan belki tek şeyin namaz olduğu, Kuran’ın farkına varmakla gelecek olan bir bilgi. Kısır döngü… Ama ben İslam’dan geriye kalan tek şey olduğu için namazı bozmaya çalışıyor değilim. Salatın namaz olmadığına emin olma rağmen Türkçe kılınan bir Cuma namazına katılır, saf tutarım. Çünkü Türkçe namaz, salatın Kuran dersi olduğu aydınlanmasına ulaşmak için bir basamak olacak. Şimdi bunu dedim diye takıyecilikle suçlayacaklar ama olsun.
karadağlı rıza
Biz bu kuranı arapça indirdik Namazda kurandan kolayınıza geleni okuyun Böyle namaz kılan varsa iade etsin. Cahillik mazeret değildir düzgün öğrenip kılacaksın başka çaren yok. Bu işin milliyetçiliği olmaz. Beğenirseniz islam namazı nasıl emrediyorsa öyle kılın, buyukleniyorsaniz başka din arayın boyle bir namaz yoktur dinle alay etmeyin.
Çok güzel yorum. Büyük olasılıkla namaz kıldığını düşündüğüm bu kişiye göre namaz, iade edilebilen bir şey çünkü kulun Allah’a yaptığı bir ödeme olarak düşünülüyor. Geçersiz oldu mu Allah onu kuluna geri veriyor. Allah’ın insanlardan bir şey istemeyeceğini, buyurduğu her şeyin yalnızca ve yalnızca insanın kendi yararına olacağını unutmuş görünüyorlar. Mekke’de kestiği hayvanı toprağa gömen kişi de böyle düşünüyor olmalı. “Benden kurban istedi, verdim.” Senin elde etmen umulan yarar nerede?
Ekrem Kizil
Kardeşim millet nasıl kılmak isterse kılar insanlara zırla Arapça mı öğreteceksin? Zaten anlamını kimse bilmiyor. Ezbere yatıp kalkıyoruz. Bırak da isteyen anladığı dilde ibadet yapsın. Karar verecek yüce Allah ya da yüce Tanrı’dır.
S K
…Allah’ımla benim aramda olan şey.
Kürşad’ın Çerisi
Din vicdan meselesidir, kimin vicdanı nasıl rahat ediyorsa öyle kılsın. Kabul edecek de etmeyecek de Allah’tır. Tövbe haşa ama Allah gibi çok merhametli biri “Bu insan kendi diliyle bana itaat etmiş” deyip sizin namazlarınızı çöpe atacak Arap ırkçısı bir yaratıcı değildir. Allah adına kararlar vermeyin saygı duyun insanların inanışlarına burnunuzu sokmayın.
“Kimse kimseye karışmasın” safsatası. İslam’ın liberal yorumlarına açılan kapı. “Din kişiyle tanrısı arasındadır” sürümü de var; aynıdır. “Beni yalnızca Allah yargılar, insanları yargılamayın” sürümü de var; aynıdır. Bir şeyin doğrusunu aramaktan kaçanlar veya yanlış yaptığını itiraf edemeyenler bu savunmaya çokça sığınır. Y.N. Öztürk Türkçe namaza uygunluk içtihadı verir gibi görünürken de sığınmıştır. Bunun sonu görececiliktir. Müslüman görececi olamaz. Doğrular, gerçekler nesneldir. Yanlış bir şey varsa yanlış olduğunu söylemek herkesin görevidir. Bu göreve “dinsel hoşgörü” adı altında zorlama sınırlar koymak yanlıştır. Arapça namazın yanlış olduğunu düşünüyorsan söyleyeceksin. Türkçe namazın yanlış olduğunu düşünüyorsan söyleyeceksin. İnsan gibi tartışamazsak hayvan gibi dövüşürüz çünkü.
Pek çoğumuzun namaz okumalarının anlamını bilmediği, ezbere yatıp kalktığı doğru. İyi kul olma işinin dışında ayrıca “ibadet” diye bir şey varsa bunu anadilinde yapanların da olması herkes için iyi olur. Böyle bir topluluk olsun ki Arapçada ısrar edenlerın haklılıklarının canlı kanıtı olsun. Veya Arapça namazın yanlış bir şey olduğu ortaya çıksın. Bu olasılıktan kim kokuyor?
karadağlı rıza
Anlamak tabi ki iyidir ancak bu şekilde yaptığınız şey namaz olmaz. Siz anlamak kısmını alıp namaz kısmını terk ederseniz, bu anlamak sizi namaz borcundan kurtarmaz.
Bu yorumun tıpkısı, 1998 ramazanındaki Siyaset Meydanı’nda yapıldı. Gençler bilmezler, seçme adamlar stüdyoda oturur bir konuyu resmen sabaha kadar tartışırlardı. O gün çocuktum daha. Anlamamıştım. Aradan geçen yıllarda bu yorum çok kez daha karşıma çıktı. Diyelim ki namaz olmaz, ne olur? Düşünün; iyilik oluyor ama namaz olmuyor. İyilik ne zaman bu kadar bol ve ucuz bir şey oldu ki iyiliğe burun kıvırıyoruz? En azından; a) Hiçbir şey yapmamak, b) Kuran’dan parça okuyarak veya dinlemek (iyilik yapmak) ve c) Namaz kılmak diye kötüden iyiye sıralayalım işleri. A’yı yapmaktansa B’yi yapsınlar, buna nasıl karşı çıkabiliriz?
Ekrem Kizil
Kuranı İngilizce indirecek değildi. Çünkü Arap oradakiler. Allah İslam’i anlayana “Kuran ne mesaj veriyor, onu öğrenin, ona göre yasayin” diyor. “Arapça öğrenin” demiyor. Öyle olsa herkesi Arap yaratırdi. Arapça Arabı ilgilendirir beni Allah Türk yaratmış. Bana ne Arap’ın dilinden.
karadağlı rıza
@Ekrem Kizil Allah Teâlâ “Kuran mealini eline al, kafana göre mana ver” de demiyor. İbare okuyup mana veremeyecek olan insanlar bu gün müctehitlere “onlar da kim?” diyecek duruma gelmiş. “Peygamber şöyle buyurdu” desen “bana Kuran yeter” der hale gelmiş. Ama bilmem kimin Kuran çevirisine muhtaç, o ayrı. Kuran’ı anlamak ve yaşamak ayrı, namazda okuyacağın şey ayrı meseledir. Araplarin en büyük şair seviyesinde bu dili bilen Hz.Aliler, Hz.Ebebekir gibi sahabeler dahi bir ayet geldiğinde “bu ne demek, Allah me murad ediyor?” diye efendimize sorarlardı. Kuran sadece Arapça değil, Arapçanın da fevkindedir.
Selim Caliskan
@karadağlı rıza Belli ki sık sık bu videoya dönüp yorum bırakıyorsunuz. Harcadığınız zamanda verdiğim bağlantıdaki Türkçe Kuran Türkçe Namaz kitabını okurdunuz. Okudunuz mu? İçindeki savları tek tek çürütebiliyor musunuz? Yoksa tek dayanağınız yazarın veya videoyu yapanın (ikisi de benim) İngiliz, İsrail vb. maşası olduğu iddiası mı?
karadağlı rıza
@Selim Caliskan Bi kaç cahil acaba yanlıştan döner mi diye işte ne yapacaksın. Allahın kitabı varken yolu şaşırmışın kitabıyla ne işim olur. Sen kendini müctehit ilan etmişsin de bana de bakayım kuran-i kerimi anlamak için okutulan ilimlerin hangilerini aldın
Selim Caliskan
@karadağlı rıza Okumadan karar vermişsiniz. Demek ki Kuran’ın elçi kitabı olduğuna da okumadan karar verdiniz. Bu her şeyi açıklıyor. Teşekkürler.
inan özdaş
Kuran’ın tercümesinin Kelamullah sayılamayacağı, o hükümde tutulamayacağı ve dolayısıyla namazda tercümesinin okunamayacağı açıkça anlaşılmaktadır. Hem Arapçasını okumak hem anlamını bilmek ve düşünmek lazım inşallah. Yoksa kimse Arapça okuyun da anlamı düşünmeyin demiyor. Bir de anlamı düşünmeden Arapça kılan ile anlamı düşünerek Arapça kılanın sevabı, namazdan aldığı lezzet elbette farklıdır.
“Açıkça anlaşılıyor” çünkü Türkçe namaz, Türkçe Kuran “tilaveti” kulak tırmalıyor. Hani İstiklal Marşı’nın İngilizce’sinin kulak tırmaladığı gibi. Çünkü Arapça tilavet dedikleri şey Türkler için şiir ve şarkıdır. Şiirlerin ve şarkıların çevirileri yapılamaz, doğrudur. Birden fazla dilde okunan şarkıları bilenler biliyordur. Çeviri olmaz onlar, biri oturur, orijinal güfteyi yeni dile uyarlar. Namazın Türkçesi olmaz; doğrudur. Türkçe olursa namaz olmaz çünkü, anlaşılmaya başlar, iletişim oluşur, yapılan iş birden bire anlama bürünür. O yüzden o artık namaz olmaz, doğrudur!
Bu tartışmada çok sık kullanılan “lezzet” sözcüğü çok şey anlatıyor. Sofraya oturmak istiyor adam çünkü. Hatta sofra bile değil. Sofrada öncelikle beslenmeye çalışırsın, zevk arkasından gelir. Dondurmacıya veya tatlıcıya gidiyor bunlar. Sıfır besin değeri, saf zevk. Tip-2 diyabet oluyorlar sonra. Normal beslenemez oluyorlar. Mesajın Türkçesini yutamıyorlar, öğürüyorlar.
inan özdaş
Rükûda “subhane rabbiyel azim” derken “azim” kelimesindeki Z peltek olacak yoksa büyük yerine düşman anlamı çıkacağından namazın bozulma tehlikesi vardır. Çıkaramayan rükûda sessizce 3 kere “subhane rabbiyel azim” diyecek kadar bekleyebilir.
Bu çok söylenir. Ne tuhaf, Arapça namazı kendileri çürütüyorlar, farkına varamıyorlar. Anlam nereye “çıkıyor”? Kime okuyorsun, kim dinliyor seni? En az bir kişinin dinlemesi ve anlaması gerektiğini anlasana işte!
İbrahim Yalçın
Çeviriye bakıyorum da “övgü alemlerin Rabbi Allah’dır” demişsiniz. Rabbin kökeni Arapçadır. Sonra “Rahmandır, rahimdir” demişsiniz bunlar Arapça. “Din gününün sahibi” demişsiniz, din Arapça. Sonra “bizi gazaba uğrayanların yoluna değil”de ki gazap Arapça. Sonraki ayetlerde “insan zarardadır” demişsiniz zarar Arapça. Sonra sabır yazmışsınız arapça. Sonra münezzeh yazmışsınız Arapça. Hamd yazmışsınız Arapça. Yetimin kökeni Arapça vs. Çeviri yapmışsınız ama çevirinin yarısı Arapça. Yani Arapça namaza gerek yok ama Türkçe Arapça karışımı olunca mı makbul oluyor? Sübhaneke’de “Senin adın ışıklıdır” diye çevirmişsiniz. Işıklıdır mı oldu “Nur”? Işıklı nedir? Bir kişi Allah adını ışıklı diye düşününce nasıl bir zihin dünyası uyanır onda? Belki de gözünün önüne lambalar gelir, floresanlar… Nur ile ışık başka şeylerdir.
Çerçeveletip duvara asabiliriz bunu. Ama alay etmek için değil. Nasıl olup da birbirine karşıt fikirleri aynı anda benimseyebiliyoruz, bunu düşünmek ve üzerinde çalışmak için. Bu yoruma daha önce pek çok yerde rastladım. Türkçedeki gerçek karşılıklarını aramadan Arapça bıraktığım sözcüklerin Arapça olmasından yakınıyor. Hemen ardından Arapça bırakmayıp Türkçeye çevirdiklerimden yakınıyor. Rabbi, rahmanı, rahimi, dini, gazabı, sabrı, münezzehi, hamdı, yetimi Türkçeye çevirseydim yine beğenmeyecekti. Nur ile ışık başka şeyler çağrıştırıyor ise bunun nedeni Arapça saplantısıdır zaten; büyük oranda da Arapça namazdır. “Senin adın kutludur” deseydim ona bir kulp bulacaktı. Arapça namazın anlamsızlığını itiraf etmek dışında her şeyi ama her şeyi söylüyorlar.
İbrahim Yalçın
Mesela Nas Suresi cinleri kovma enerjisi taşır ama Türkçesi o enerjiyi taşımaz. Kuran’ın her harfinde bir alem yatar ve okuyanın ruhuna, kalbine o muhteşem alemleri taşır. Mesela büyü bozarken Kuran orijinali okunur çünkü onu bozacak şifreler orijinalinde gizlidir sen onu Türkçeye çevirince büyü bozma etkisi olmaz, olamaz… Kuran’da gizlenmiş mana alemi sadece orijinalindedir ve okuyanı o mana alemi sarar ama Türkçeye İngilizceye çevirdiğinde zaten sen Kuranı kendi dilindeki sembollerle ifade etmiş Kuran sembollerini bırakmış olursun ama mana Kuran sembollerinde gizli.
“Nur”un ışıktan farklı bir şey olduğunu sananların “mânâ”nın anlamdan farklı bir şey olduğunu sanmalarına şaşmamalı. Evet, Türkçe Kuran büyü bozuyor ama her büyüyü değil.
NevruzYılmaz
İşlerine gelmediği zaman fıkıh kitapları ve sahih mezhep fetvaları bir yana sahih hadisleri bile kaale almayan, muteber saymayan kimselerin, dinî olmayan sebepler ve sâiklerle karara ve hükme vardıkları bir konuyu isbat için fıkha dönmeleri, mezhepte terkedilmiş bir ictihada sarılmaları, sıhhatini ve detaylarını kontrol mümkün olmayan tarihî rivayet ve uygulamaları delil göstermeleri ibret alınacak davranış örnekleridir.
Kendi kuruyor, kendi çözüyor. Ne videoda, ne de kitapta anadilinde namazı onaylayan tek bir klasik içtihada gönderme yapmamışım. Tersine, içtihatların bağlayıcı olmadığını, yeni içtihat yapmaya yetkin olduğumuzu savunmuşum. Türkçe Namaz’ın adını duyar duymaz akılları Salman Farsi’ye, Ebu Hanife söylentilerine, Türkçe ezana ve “Cehape”ye gidiyor. İbret alınması gerekiyor, doğru.
Sedat Karaman
Niye bir yerlerinizi yırtmaya çalışıyorsunuz bilmiyorum ki. Allah Kuranıkerim’i Arapça olarak indirdi. Olduğu gibi kalması birilerinin bir yerine mi batıyor. Ebette ki anlayın okuyun anlamını ama namaz esnasında bunu uygulamayın. Siz uygularsanız ne olur, herkes uygular, bütün dünya kendi diline çeker.
Beni güldüren bir yorum. Haksız değil, bir yerlerimi yırtmaya çalışıyorum. Namazın olduğu gibi kalması gerçekten bir yerime batıyor. Gençlerin yarısından fazlasının tanrıtanımaz ve Kuran düşmanı olması bir yerime batıyor. Amacım herkesin değilse de birilerinin uygulamasıdır, itiraf ediyorum. Bütün dünyanın namazı kendi diline çekmesi gerçek olamayacak kadar güzel bir düşümdür.
Seyma Kalyoncu
Ben de Türkçe kılıyorum. Ne dediğimi biliyorum ve inanılmaz rahatlıyorum. Önceden namazda hep sıkılırdım. Allah yolumuzu açık etsin.
Serkan Sayan
@Seyma Kalyoncu Veli mi oldun? Bu takva nedir maşallah, hiç vesvese yok, hocam sizi bulmam lazım.
Seyma Kalyoncu
@Serkan Sayan Merhaba Serkan bey, 11 ay önce yazmış olduğum bir yorummuş. Şöyle diyeyim, o dönemler Türkçe kıldım çünkü inanın bir çok insan ne söylediğini bile bilmiyor namazda. Rabbimiz o kadar büyük ki ve düşünün milyon tane farklı kültür ve insan var hepsinin dili farklı, Kuranıkerim’de kendi dilinizde ibaret yapmaya dair bir sakınca yok. Ama zorunlu da değil. Arapca da kılınır Türkçe de. Dua bilmeyen yalnızca Allahı yücelterek de kılabilir rabbimiz bu konuda bize sonsuz kabul sahibi. Bu kadar büyük bir rabbi insan gibi düşünmemek lazım. Koca evreni, galaksileri, süpernovaları, dünyayı, karadelikleri yaratan da su damlasını yaratan da o olduğu için en ufak bir niyetinizi de bilecektir.
Demek ki sonra yine Arapça namaza dönmüş. Ama nedenini söylememiş. Büyük olasılıkla bir anlık mutluluk ve hevesle çevresindekilere söyledi. Onların garipsemelerine ve ayıplamalarına dayanamadı. Veya kendi dilinde okuduğu için yaptığı işin anlamsızlığı kendisine belli oldu (üç yıl süreyle bana belli olduğu gibi), ama bunu kendine itiraf etmekten korkup aklını susturmayı yeğledi. Yazık olmuş.
Nurhayat Alkazak
Siz ne diyorsunuz? Namaz bir ibadettir. Emredildiği gibi yapılır. Daha ötesi oyundur. İbadetle oynanmaz. ALLAH hidayet versin.
Sonuna kadar hemfikiriz! Salatı oyuna çevirmeyelim!
Memo Amed Sîsê
Bu şekilde bakınca pekala oturulup mırıldanarak da yapılabilir. Çok saçma bu şekilde.
Oturup mırıldanarak da yapılabileceğini, bunun saçma bir şey olduğunu anlamanı umuyordum zaten.
karadağlı rıza
Bu zaten namaz değil
Olmaması gerekiyor zaten. Salat olması gerekiyor.
karadağlı rıza
Allah’ın laneti bu dini ifsat edenlere olsun.
Dileklerimiz bir.
irfan’la her telden
“Namazda yalnız Allah’ı anın” ayetine bakınca besmeleyi çekerken şeytanı anmadan euzubesmele yerine direkt besmele daha doğru, şeytanı ben namazımın içinde anmıyorum, namazdan sonra veya önce ayet veya dua okurken kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım.
İşte bize böyle kendi aklıyla, saf vicdanıyla çıkarımlar yapan kişiler gerek. Benim aklıma gelmezdi. Ayrıntıdır veya değildir. Fark etmez. Ayet okuyor ve anlamaya çalışıyor. İçine girmemiz gereken zihinsel çaba budur. Farklı mezhepler oluştursak bile.
hebince44
Aslında [anadilinde namaz] vardı. Sonradan yok edildi. Sah abilerden biri İran’da Müslüman olduktan sonra, Farsça Fatiha tercüme ettirip namazda okuturdu. Bilgilenin. 1400 yılın tarihini bilmeden yorum yazmışsınız. Allah bilir siz Osmanlı zamanında Türkçe ezan hiç olmadı da dersiniz ki o da yanlış.
Bu kişi çanla, gongla namaza çağıran geleneksel Müslüman toplulukları olduğunu öğrenmeye çok yakın. Bkz: https://www.saudiaramcoworld.com/issue/199106/the.far.east.htm http://archive.is/GqlHf
ziya eyuboglu [yazım yanlışlarını düzeltmeye üşendim]
BENCE BUNU YAPAN KISI ISLAM DUSMANI ISRAIL AJANIDIR YUZYILLARDIR ISLAMI TURKLERE OSMANLIYI YOK ETTIKTEN SONRA DUNYANIN HER YERINDE YASAKLADINIZ KURANI TUKRCE OKUYANIN KELLESI KESILDI SIMDIDE ANLADINIZKI INSANLAR UYANIYOR DINLERINI GERCEKTEN ANLAMAYA BILMEYE BASLADILAR BUNU ANLADINIZ VE BASKA BIR TAKTIK DAHADENIYORSUNUZ VE ISLAMDA EN ONEMLI OLAN NAMAZI YANLIS TANITIP GINE INSANLARI BIRKAC ASIRDAHA UYUTUP DUNYAYA HAKIM OLACAKSINIZ.YEMEZLER ARTIK BU UCUZ NUMARALARINIZI,BIR ACIKLAMA YAPARMISINIZ ETTEHIYYATU SURESININ HANGI AYETINDE PEYGAMBERIMIZ S.A.V ALLAH C.C ILE ORTAK KOSULUYOR SUPER PSIKOLOJI OYUNU OYNUYORSUNUZ AMA BILMEYENLERE MALESEF UYANIN EY MUMINLER KURANI VE AYETLERI DOGRU YERLERDEN TAMAMINI OKUYUP KENDINIZ OGRENIN .
Çürütmesi kendi içinde… Bu yorumları buraya alıyorum çünkü internette bu tür yorumlarda bir örüntü seziliyor. “Kuran’ı okuyun” diyen adamların büyük çoğunluğu kendisi okumuyor. Uyuyan kişi bize uyanmamızı söylüyor. Uyanmaya çalışıyoruz zaten. Keşke seni de uyandırabilsek.
RaZe SoldieR
@ziya eyuboglu Her şey İsrail ajanı değil mi zaten? Sünnet de bir İsrail işi. Yahudilerden geliyor. Neyden sanıyorsunuz? Yaptığınız birçok gelenek Yahudilikte de var.
Bu kişi, salatın namaza dönüşmesinin de Yahudilik ve Zerdüştlük etkisi olduğunu anlamaya çok yaklaşmış.
karadağlı rıza
Anlamını bilmese de namazı sahih olur.
Peki, anlamını bilmesek bile yaşamımız sahih olur mu?
hainkostof
Saçmalık lan bu. Serserilik, başka bir şey değil.