Kurancılık, “Kuran’a Sünnet’i eklemenin yanlış olduğu mesajı” olarak özetleniyorsa bu –her kimseler– Kurancıların başarısızlığıdır. Çünkü Yalnızca Kuran düşüncesi ancak ve ancak Kuran’a hiç bir şeyin eklenemeyeceği mesajını iletebilirse başarılı olabilir. E. Yüksel başta olmak üzere çoğulcu, hoşgörülü, barışsever, eşitlikçi, tarihselci İslam sürümleri yayınlamaya çalışanların “reformculuğunu” eleştirirken de bunu söylüyorum. Çünkü onlar Kuran’a şu kitabı değil, öbür kitabı ekliyorlar. Varılan yer yine aynı. Caner Taslaman ve arkadaşlarının yazdıklarını düşündüğüm Uydurulan Din Kuran’daki Din kitabını ilk çıktığında pek çok kişiye tavsiye etmiştim. Yavaş yavaş fark ettim ki bu ve benzeri yayınlar Kuran’ın çok önemli bir yanını, toplumsallığını atlıyor. Bu açığı kapatan kılavuz benzeri özlü bir kitaba rastlamadım ama bu mesajın verilmemesi bize çok pahalıya patlayacak. Kuran’a kişisel gelişim kitabı muamelesi yapanların “Kurancı İslam” mesajı verdikleri gibi çok yanlış bir algı oluşuyor. Oysa bunlar Kuran’a tıpkı hadis gibi, onun tersini öğreten, onla çelişen şeyleri ekleyerek ondan eksiltiyor, onun mesajını gideriyor, onu etkisiz elemana çeviriyorlar. Bilerek veya bilmeyerek; sonuç değişmiyor. Okumaya devam et