Eleştirel Düşün

Yalnızca Kuran ilkesinin özü hangi kitaplardan yararlanılacağı (veya yararlanılmayacağı) konusunda körü körüne bir diretme değildir, olmamalıdır. Yıkıcı olan nedir, biliyor musunuz? Yıkıcı olan bir anlatıyı sorgulamaksızın, sınamaksızın okumaktır. “Soru sormak bilmenin yarısıdır.” Bu bilge özdeyişi Peygamber’e yakıştıranlar, bir anlatıyı soru sorarak okumanın ne demek olduğunu bilmiyorlar. Sünnet, siyer, fıkıh gibi kaynakları okumak ve bunlardan yararlanmaya çalışmak değil sorun olan. Sorun olan bunları ezberlemek, yutmak ve birer bütün olarak ezberi aktarmak. Buna nakilcilik de deniyor. Yani hiç bir yeni düşünce üretmemek. Oysa düşünce üretimi insan olmanın nedeni ve sonucudur ve düşünce üretmeyenler evrimsel süreçte yok olurlar. Hayvanın hayatta kalması fizyolojik yetilerine bağlıyken, insanın hayata kalması düşünsel ve ahlaki yetileriyle ilgilidir.

cezve4

İlahiyat fakültelerinin felaketi, yeni düşünce üretmiyor olmalarıdır. “Türkiye’de de ilahiyat fakültelerinde din psikolojisi, din sosyolojisi eğitimi ve araştırmaları yapılıyor, ama çağdaş bilimsel bilgilerle değil çoğu zaman geçmişe özgü nakil yöntemiyle. On beş yıl kadar önce bir ilahiyat fakültesinde ‘duanın psikolojik etkisi’ başlığıyla yapılmış bir yüksek lisans tezini incelemiştik. Tezde konunun modern psikoloji bilgileri ışığında incelenmesini bekliyorduk, oysa geçmişte din ulularının dua hakkında neler söylediğinin naklinden ibaret bir derlemeyle karşılaştık. Özellikle gençler üzerinde yapılmış başka din psikolojisi çalışmalarını da meslektaşlarımla birlikte inceledik; hepsinin yöntem açısından yanlış (çünkü ampirik araştırma metodolojisini bilmiyorlar), içerik açısından eksik (çünkü çağdaş psikoloji bilgisine sahip değiller), amaç açısından da yanlı ve öznel (çünkü ne bulmak istedikleri baştan belli) olduklarını gördük. Neden Böyle? Çünkü ilahiyat fakültelerinde genellikle bilim eğitimi yapılmıyor, bilimsel formasyon verilmiyor.” (Prof. Bekir Onur, Kanaat Önderi İmamlar ve İlahiyatçılar, Cumhuriyet Bilim, 19.10.2010)

Üretilmiş düşüncenin yinelenmesi sorunları çözmez. Yüzlerce yıl önce yazılmış geleneksel İslam yapıtlarının yeniden ve yeniden basılıp dağıtılmasının kime ne yararı olduğu sorgulanmalıdır. Şu çok basit ve saf sorular karşısında gelenekçi öğreti dayanamaz:

  • En son üretilen geleneksel İslam başyapıtı hangisi?
  • Peki, ondan bugüne dek onu aşan bir yapıt neden üretilmedi?

Eski metinleri eskinin kafasıyla anlamaya çalışmakta diretmek yıkıcıdır. Uygarlık bilgi birikimindeki artış üzerine kurulduysa bu yönde ilerlemek bir seçenek değil zorunluluktur. Kuran’ı bugün inmiş gibi anlamaya çalışmak, onu bugünün aklıyla anlamaya çalışmaktır, onunla ilgili bilgi birikimimizi artırmaktır. Sünnet, siyer, fıkıh vb. kaynakların okuyana en küçük bir katkı sağlaması için bugünün aklıyla okunmaları gerekir. Bununla Kuran’ın modernist bir gözlükle okunmasını kast etmiyorum kesinlikle. Bugüne özgü olmak modern olmayı gerektirmiyor.

Bu kitaplar ve Kuran bugünün aklıyla, bir başka deyişle bugünün bağlamında okunduğunda İslam adına sazı eline alanların ne boş zihinler oldukları anlaşılacaktır. Örneğin burunlarından kıl aldırmayan fetva makamlarına türev işlemleri, emeklilik sistemini sorun… Dörtte biri borç faizine, bir bölümü ülkeyi ilgilendiremeyen savaşlara giden verginin ahlakını sorun… Marka, patent ve telif haklarının İslam’daki yerini sorun… Kalkınma ve istihdam yaratma hedefleriyle ekolojiyi koruma hedefi arasındaki derin çelişkinin nasıl çözüleceğini sorun… Basın-yayın özgürlüğüne Kuran ışığında kuramsal bir sınır çizmelerini isteyin… Biyoteknolojinin, genetiği değiştirilmiş tarım ve hayvan ürünlerinin caiz olup olmadığını sorun… Sigorta ve vergi yükü altında sıkışan küçük işletmelerin sigortasız işçi çalıştırmalarını, faturasız iş yapmalarını ahlaki açıdan yorumlamalarını isteyin… Deniz avı helal olmasına karşın av balıklarının soylarının tükenmekte oluşu karşısında Müslüman tüketicinin ne yapması gerektiğini sorun… Neredeyse bütünüyle yalan söylemek üzerine kurulu olan reklamcılık ve halkla ilişkiler sektörlerinde geçim aramayı Kuran’ın ne ölçüde onayladığını sorun… Ve nasıl kaçıştıklarını izleyin. Çünkü bu sorulara yanıt verebilecek bilgi birikimine sahip olmaktan çok, ama çok uzaklar. Kuran’ı kılavuz edinen kişi bu sorulara kendisi yanıt aramak zorunda. Kendisi için öncelikli olan sorular ve sorunlar bilgi edinmesini gerektiriyorsa kendisini bir zorluk ve bir de kolaylık bekliyor.

Kolaylık, bilgiye erişim olanaklarının hiç olmadığı kadar artmış olması. Bulamadığınız kitapları internet sahaflarından sipariş verebilir, fakülte dergilerini internetten okuyabilir, yabancı kitapları yurt dışı sitelerden satın alabilir, kütüphaneleri internetten tarayabilir, dünya gazetelerini internetten okuyabilirsiniz.

Zorluk, bilgi kirliliğinin üstel bir hızla artıyor olması. Düşünün, Muhammed Peygamber bile basının, “çok satan”ların olmadığı bir zamanda boşinançların, yanılgıların, yalanların ve inkarın çokluğu karşısında düş kırıklığına uğruyor (005:100). Ya bugün? Basın dediğimiz şey her gün %99’u gereksiz, yarı-doğru, yanıltıcı, yönlendirici bilgi üreten bir fabrika. Yazılı basın internet yüzünden zayıflayınca aynı boş içerik bu kez internette üretilmeye başlandı. Ama bu kez daha etkili, daha yıkıcı ve içeriğin hacminin fiziksel bir sınırı kalmadığı için sonsuza dek artma eğiliminde. Kuran bağlısı, bu kirliliğin içinde doğru kaynakları seçip ayıklamak zorunda. Sonra da kaynaktan gelen bilgiyi mantık sınamasından geçirmek, bir başka deyişle eleştirel okumak zorunda. İşte bu, azimli bir çaba göstermeyi ve düşünsel alışkanlıklar edinmeyi gerektiriyor.

Bu amaçla bildiklerimi insanlarla paylaşmayı düşündüm ve elestireldusun.wordpress.com adresinde bunu yapmaya başladım. Kesintisiz haber, reklam ve aşılama bombardımanı altında her an yeni seçimler yapmanızı gerektiren karmaşık bir kent hayatı sürüyor, buna karşın “Kuran bana yeter, hiçbir şey bilmem gerekmiyor” diyorsanız sakın bu sayfalara uğramayın, Allah rahatlık versin. Kendi yargılarınıza bilgiyle kendiniz ulaşmak istiyorsanız, boş sözden yüz çeviriyorsanız, “raina” değil “unzurna” diyenlerdenseniz bu sayfalar sizin için iyi bir uğrak olabilir.

010:100
010:100

Bir Cevap Yazın